Garfield Masalı

Bir zamanlar, büyük bir şehirde, Garfield adında oldukça tembel, karnı doymadan duramayan, ve en sevdiği şey olan makarnadan asla vazgeçmeyen kocaman bir kedi yaşarmış. Garfield, evin içinde yatağından kalkmadan sadece yemek yemeyi seven bir kediydi. Günlerini rahatça geçirdiği bir hayatı vardı ve çoğu zaman tek yaptığı şey; Jon’un yemek yapmasını izlemek, Pooky ile oynamak ve tabii ki lasagna yemekti.
Bir gün, Garfield yine tembellik yaparken, birden kapı çaldı. Jon, şaşkın bir şekilde kapıyı açtı.
"Jon, kim o?" diye sormadan edemedi Garfield.
Jon kapıyı açtığında, karşısında uzun, yaşlıca ve garip bir kedi duruyordu. Üzerinde eski püskü bir pelerin vardı, gözleri ise endişeyle doluydu.
"Merhaba, ben Fırtına. Yardımınıza ihtiyacım var!" dedi yaşlı kedi, telaşla. "Büyük bir felaket yaklaşıyor. Makarna Krallığı tehlikede!"
Garfield gözlerini devirdi, bu tür hikayelere pek ilgi göstermezdi. Ama o sırada aklına bir şey geldi: "Makarna Krallığı mı? Orada bolca lasagna var mı?"
Fırtına, Garfield’ın gözlerindeki açlık ifadesini fark etti ve hızla ekledi, "Evet, bolca! Ama yalnızca, eğer siz bize yardım ederseniz!"
Garfield, tembellikten kurtulmaya kararlı değildi ama çok sevdiği makarnanın tehlikeye girmesi fikri ona dayanılmaz geldi. "Peki, ne yapmam gerekiyor?"
Fırtına, derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı: "Bir zamanlar Makarna Krallığı, mutlu ve huzurluydu. Ama kötü bir büyücü, tüm makarnaları çalmaya karar verdi. Eğer onu durdurmazsak, tüm krallık aç kalacak!"
Garfield karnını ovuşturdu. "Bunu yapabiliriz. Makarna önemli bir mesele."
Jon da durumu fark etti ve hemen devreye girdi. "Garfield, burası gerçek bir macera olacak. Hem de çok tehlikeli olabilir. Hazır mısın?"
Garfield, tembel bir şekilde gülümsedi. "Buna karar vermek için biraz dinlenmeliyim."
Fırtına, ona sabırsızca bakarak, "Zamanımız yok! Hadi, hemen yola çıkmalıyız!"
Ve böylece, Garfield, Jon ve Fırtına, Makarna Krallığı’na doğru yola çıktılar. Yolda, Garfield sık sık durup bir çimenlik alanda güneşlenmeyi tercih etti. Fırtına ise sürekli endişeyle, "Hızlanmalıyız, makarnalar kayboluyor!" diyordu.
Nihayet, krallığa vardıklarında, devasa makarna dağlarının her yeri boşalmıştı. "Burası gerçekten korkunç görünüyor..." dedi Jon, gözlerini kocaman açarak.
"Büyücü çok güçlü olmalı," diye düşündü Garfield, ama bir an sonra kararlı bir şekilde "Ama ben de güçlü bir kedi olabilirim." dedi kendi kendine.
Gruptakiler yavaşça ilerlerken, birden kötü büyücü ortaya çıktı. O an Garfield, büyücünün önüne geçerek bağırdı: "Dur! O makarnalar bizim!"
Büyücü, taçlı başıyla gülerek, "Sen kimsin, küçük kedi? Makarnalar artık benim! Hepsini alacağım!"
Garfield, karnını hafifçe ovuşturdu ve gözlerini kıstı. "Evet, evet... Makarna çok güzel, ama önce seni durdurmam gerek."
Fırtına korku içinde, "Büyücü çok güçlü, Garfield! Bizim şansımız yok!"
Ancak Garfield, tam o anda bir fikir buldu. "Jon, bir tane de lasagna yapsana, büyücüyü buraya getirelim!"
Jon şaşkın bir şekilde bakarak, "Nasıl yani?"
"Lasagna, büyücüyü oyalayabilir! Hadi, acele et!" dedi Garfield.
Jon hemen bir yemek hazırlamaya başladı, ve Garfield, büyücünün dikkatini dağıtmak için ona doğru yürüdü. "Büyücü, burada dur, sana harika bir yemek hazırladım! Kendi kendine gülüp durma!"
Büyücü, Garfield’ın yanına geldi ve karnını ovuşturdu. "Hah! Nedir bu? Bir çeşit yıkılacak lezzet mi?"
Garfield, güldü. "Evet, tam olarak öyle! Gel ve bak!"
Büyücü, Garfield’ın söylediği lezzetli yemeklerin kokusunu duyunca dayanamayarak yaklaştı. "Bunu denemek zorundayım!"
O sırada Jon hızla, lasagnayı büyücüye doğru uzattı. Büyücü, bir tabak dolusu lasagnayı yerken, Garfield aniden büyücünün sihirli değneğini aldı. "İşte bu!" diye bağırarak değneği yere vurdu.
Büyücü aniden dondu. "Ne oldu?" diye bağırdı.
"Sana söyledim!" dedi Garfield. "Makarnalar bizim!"
Fırtına, şaşkın bir şekilde, "Başardınız!" dedi. "Makarnalar güvende!"
Garfield, biraz daha dinlendikten sonra gülümsedi. "Bunu nasıl yaptım bilmiyorum ama sonunda makarnayı kurtardık! Şimdi, biraz dinlenmek gerek."
Jon, "Bir daha asla böyle bir şey yapma, Garfield!" diyerek ona gülümsemeden edemedi.
Ama Garfield sadece gülümsedi ve mutlu bir şekilde, "Bunun için asla pişman olmayacağım, çünkü ben bir kahramanım... Ve artık makarna yiyebilirim!" diyerek, makarna dağlarının tepesine doğru yürüdü.
Ve herkes mutlu bir şekilde evlerine dönerken, Garfield’ın aklında tek bir şey vardı: "Lasagna, her zaman için en güzel ödüldür."